soluk

soluk, -ğu

(I) a. 1. Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes: “Kalp gitgide hafiflemekteydi ve soluklarda hafif bir hışıltı başlamıştı.” -R. N. Güntekin. 2. Ciğerlere hava alıp verme. 3. mec. Tarz: Gençler dergimize yeni bir soluk getirdiler.

II) sf. 1. Rengi atmış olan, solmuş, uçuk: “General, soluk dudaklarını parmaklarının arasına alarak acı acı gülüyor.” -E. M. Karakurt. 2. Parlaklığını, gücünü yitirmiş (ışık): “Bahçeye, kafeslerden elenen soluk bir ışık vurmuş.” -Y. Z. Ortaç. 3. Rengi kaybolmuş, matlaşmış (nesne).


soluk Fr. Pâle
soluk Fr. Blaford
soluk Fr. Haleine
soluk Fr. Souffle
soluk

Sigara kâğıdı.


soluk İng. dimmed
soluk Fr. esprit

Yunancada bazen kelime başındaki açınıkların özel bir söylenişle çıkarılmalarını sağlıyan boğaz sesliği, ki YUMUŞAK ( doux ) ve SERT ( dure, rude ) diye ayrılır. Sert soluğa TIKIZ ÜFLEM ( Souffle dense ) da denir.


sôluk

Ekşilice de denilen bir çeşit bitkinin ak, tatlımsı etli kökleri.


soluk için benzer kelimeler


soluk, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca, s harfi ile başlar, k harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 's', 'o', 'l', 'u', 'k', şeklindedir.
soluk kelimesinin tersten yazılışı kulos diziliminde gösterilir.