gelmek

gelmek, -ir

(-den, -e; nsz) 1. Ulaşmak, varmak: “Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı.” -B. S. Erdoğan. 2. Getirmek: “Adamı Ödemiş'ten aldım geldim, her masrafını çektim.” -N. Cumalı. 3. Oturmaya, ziyarete gitmek: Dün akşam amcamlar bize geldi. 4. İsabet etmek: Attığı top gözüme geldi 5. Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek: Eski çağlardan birçok anıt çağımıza kadar gelmiştir. 6. Ortaya çıkmak, doğmak. 7. Belli bir süre dolmak: “Vakit kuşluğu aşmış, öğleye geliyordu.” -N. Cumalı. 8. Belli bir zamana ulaşmak. 9. Kadar olmak: Boyu ancak omzuna geliyor. 10. Çıkmak, yönelmek: Merak etme, ondan kimseye kötülük gelmez. 11. İzlemek, takip etmek: Çocuklar arkadan geliyordu. 12. Bir yerden alınıp bir yere ulaştırılmak: Kahve Brezilya'dan geliyor. 13. Katılmak, eklenmek: Türkçede ekler kelimelerin sonuna gelir. 14. Türemek. 15. Daha önce üzerinde durulmuş olan bir konuya yeniden dönmek: Şimdi sözü burada kesip asıl konumuza gelelim. 16. Sonuç çıkmak: Bu davranışlardan ne gelir bilinmez. 17. Dayanmak, tahammül etmek: Birazcık üşütmeye gelmiyor, hemen hastalanıyor. 18. Kendine yapılan herhangi bir davranış veya durumu iyi karşılamak: “Kadri o adamlardandır ki iyi davranmaya, yüz vermeye gelmez.” -M. Ş. Esendal. “Bizim baştan savma işe gelmediğimizi bilirsin.” -R. H. Karay. 19. (-e) Bir şeye sonradan inanmak, doğruluğuna hak vermek, eğilim göstermek, kabul etmek: Dediğime geldiniz mi? 20. Etkisini herhangi bir biçimde göstermek: Buranın havası iyi geldi. Burası bana çok sıcak geldi. 21. Kazanılmak, sağlanılmak: Çiftlikten onlara ayda beş yüz milyon lira gelir. 22. Uymak: Bu ayakkabı sana küçük gelir. 23. Olmak, -e uğramak: Felç gelmek. Başımıza bir bela geldi. 24. Akmak: Burnundan kan geldi. Musluktan su gelmiyor. 25. Düşmek, rast gelmek: Buraya ışık gelmiyor. 26. Görünmek, sanılmak: “Baygın da olsa yabancı bir kadını böyle kucağında tutmak ona pek ayıp bir şey gibi geldi.” -H. Taner. 27. (-e) Uygun düşmek: “Caddelerde oturmaya gelmez.” -Ö. Seyfettin. 28. (-e) Başlamak, ortaya çıkmak. 29. Mal olmak: Bu bardakların tanesi yüz liraya geldi. 30. Biriyle birlikte gitmek: Ben İstanbul'a gidiyorum, benimle gelir misiniz? 31. İhtiyaç anlatan deyimler kurmaya yarayan bir fiil: Uykusu gelmek. 32. (yar) Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur: Alışageldiğimiz bir anlamı vardı. 33. -mez, -mezlik ile birlikte yapmacık anlatan deyimler yapar: Görmezlikten gelmek. İşitmezlikten gelmek. 34. Yönelme durumundaki bazı kelimelere getirilerek birleşik fiil yapar: Yola gelmek. Meydana gelmek. Hatıra gelmek. Akla gelmek. 35. -dikçe, -esi biçiminde kullanılan sıfat-fiil eklerinden sonra geldiğinde önceki fiille ilgili olarak pekiştirilmiş bir istek ve sürerlik bildiren bir fiil: Baktıkça bakası gelmek. Yedikçe yiyesi gelmek. 36. Herhangi bir sırada bulunmak: Başta gelmek. Önde gelmek. Birinci gelmek.


gelmek

Hamur mayalanmak.


gelmek

Uğraşmak.


gelmek

Gelmek (bk. ge)


gelmek

1. Naklolunmak, hikâye edilmek. 2. Geçmek, vârit olmak.


gêlmek

Gelmek


gelmek için benzer kelimeler


gelmek, 6 karakter ile yazılır. Ayrıca, g harfi ile başlar, k harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'g', 'e', 'l', 'm', 'e', 'k', şeklindedir.
gelmek kelimesinin tersten yazılışı kemleg diziliminde gösterilir.