yapı

yapı

a. 1. Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina. 2. Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat, konstrüksiyon. 3. Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme: Kırıkkale yapısı bir tabanca. 4. Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür: “Yapısı sağlam, güzel bir erkekti.” -Y. Z. Ortaç. 5. Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür: Dil yapısı. Cümle yapısı. 6. fel. Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün. 7. top. b. Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür.


yapı Fr. Structure
yapı Fr. Complexion
yapı

Yelkenli, kayık.


yapı

Bal peteği.


yapı

Evin çatısı.


yapı İng. structure
yapı İng. structure

Kayaçların ve onların oluşturdukları katmanlarında yerkabuğu içindeki düzeni, durumu.


yapı İng. structure

Öğecik ile özdeciklerin, eksicik ya da öğeciklerden oluşma biçimi.


yapı İng. building

(Mimarlık) Genel olarak dülger ve duvarcıların birlikte yaptıkları örek.


yapı İng. structure

Belli bir dilin bölümlerini birbirine bağlayan ilişkiler bütünü. Söz gelişi, Türkçenin ses yapısı, seslerin birbiri ile ilişkilerine, şekil yapısı da ek ve köklerin karşılıklı ilişkilerine bağlı bir sistem, bir bütündür.


yapı

binâ.


yapı İng. structure

Bir örnekbiçimi oluşturan değişkenler arasındaki bağıntının örüntüsü. Etken çözümlemesinde yapı, değişkenler ve ortak etkenler arasındaki bağıntının örüntüsüdür. Her değişken ortak etkenlerin tümüne bağlı değilse yapı yalındır.


yapı İng. structure

Her tür dizge, bileşik, molekül, atom ve çekirdekten bir araya gelen nesne ya da parçaların birbirine göre oluşturdukları düzenlenim.


yapı İng. building, structure, construction

Duvarlar ya da sütunlar üstüne oturtulmuş bir çatısı bulunan, insanların, hayvanların ve malların barınması ya da başka gereksinmeleri karşılamaları amacıyla yapılmış; bir yapıtasarcılık ürünü.


yapı İng. structure

Boş olmayan bir küme ile alanları bu küme içinde olan belli bağıntılardan oluşan dizge.


yapı İng. structure

1. Metabilimde, genellikle içyapı yerine ve ona özdeş olarak kullanılan terim. 2. Belirli bir düzen içinde yapılmış olan.


yapı Osm. bünye

(botanik, jeoloji, kimya)


yapı İng. constitution

Canlı bir varlığın ruh ve beden özellikleri bütünlüğünün özellikle kalıtımla ilgili olan yönleri.


yapı İng. structure

Parçaları ve öğeleri arasında yasalılık, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge ya da bütün.


yapı İng. 1, 2- structure; 3- construction, 4- making

1. genel uygulayım: a. Bir bütünü oluşturan parçaların düzenlenimi. b. Yapılış, kuruluş, oluş, yaratış; bunların biçimi. 2. a. fizik, kimya: Öğecik ve özdeciklerin, eksiciklerden, öğeciklerden oluşma biçimi. b. metalbilim: 1. Genellikle içyapı yerine ve ona özdeş olarak kullanılan terim. 2. Belirli bir düzen içinde yapılmış olan ürün, yapım vb. c. yerbilim: Kayaç kütlelerinin kıvrılma, kırılma gibi biçim değiştirme olayları ve iç itim sonucu birbiriyle ilgili durumları. 3. mimarlık, bayındırlık: Barınmak, çalışmak ya da başka bir amaçla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık, bayındırlık yapıtı. 4. işleyim: a. Yapma, oluşturma. b. bk. yapım.


yapı İng. structure

Kayaç kütlelerinin kıvrılma, kırılma gibi biçim değiştirme olayları ve iç itim sonucu birbirleriyle ilgili durumları.


yapı

Duvar. (*Tavşanlı -Kütahya)


yapı

bk. yapu.


yapı için benzer kelimeler


yapı, 4 karakter ile yazılır. Ayrıca, y harfi ile başlar, ı harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'y', 'a', 'p', 'ı', şeklindedir.
yapı kelimesinin tersten yazılışı ıpay diziliminde gösterilir.